29 Temmuz 2008 Salı

sen benim şarkıLarımsın v.2

*Çelik - Bu Şehirde
*MFÖ - Sevdim Bir Kere
*Yalın - Meleklerin Sözü Var
*Yıldız Tilbe - Mühür Gözlüm
*Ayna - Bari Sen Unutma Beni
*Düş Sokağı - Sevdan Bir Ateş
*Ferhat Göçer - Bizim Şarkımız
*Sezen Aksu - Silemezler Gönlümden
*Yılmaz Erdoğan - Sevebilme İhtimali
*Funda Arar - Bu Sabah Güneş Doğmuyor

27 Temmuz 2008 Pazar

sen varsın !

Sensizliğin ışıkları vuruyor bu sabah yine,
Ne yapsam dinmiyor hasretin.
Varlığın hayatımı aydınlatırken,
Yokluğun karartıyor.
Hasretin dinmek bilmiyor,
Her geçen gün hasretimi,sevgimi ve seni büyütüyor içimde.
Biran önce kavuşmak istiyorum sana.
Aramızdaki mesafeler kısa bir süreliğine engel oluyor buna.
Dayanmam lazım bu hasretine,
Çünkü sonunda SEN* varsın...

*

26 Temmuz 2008 Cumartesi

içeLim güzeLLeşelim...


yalnız seni bekler...

Sevenler olsa da beni, dönüp bakmam.
Sensiz yaşamayı hiç sevmem.
Aylar değil yıllar geçse bile,
Yalnız seni bekler, yalnız seni severim.
.
Gençlik dediğimiz şey bitse bile bende,
Almadan ölemem seni ahtım olsun.
Sabır denizini açsa da hicran,
Yalnız seni bekler, yalnız seni severim

Bir değil bin aşık düşse de peşime,
Gözlerim bakmaz dönüp de bile,
Mecnun bile ağlar benim halime,
Yalnız seni bekler, yalnız seni severim.

Gözlerimde durur hep hayalin,
Ben yalnız senin için deliyim, divaneyim.
Geçse de yaşım altmışı yetmişi,
Yalnız seni bekler, yalnız seni severim.

23 Temmuz 2008 Çarşamba

17 Temmuz 2008 Perşembe

14 Temmuz 2008 Pazartesi

sen benim şarkıLarımsın...

* Ayna - Seninle Ben
* Yalın - Küçücüğüm
* Sezen Aksu - İki Gözüm
* Oğuzhan Koç - Gül ki Sevgilim
* Yılmaz Erdoğan - Sana Bakmak
* Askin Nur Yengi - Geceler Düşman
* Zuhal Olcay - Ayrılıkta Sevdaya Dahil
* Ulaş - Sen Dunyanın En Güzel Kadınısın
* Ferhat Göçer & Emel Sayın - Doymadım Sana
* Uğur Işılak & Şebnem Kısaparmak - Canın Olayım

9 Temmuz 2008 Çarşamba

nice yıLLarA ;)

Doğum günün kutlu olsun,
Mutlu ol senelerce..
Sana* boncuktan kuş yaptım,
Konacak pencerene...

8 Temmuz 2008 Salı

7 Temmuz 2008 Pazartesi

sanA bakmAk !

.


Herşey yapılabilir
Bir beyaz kağıtla
Uçak örneğin, uçurtma mesela.
Altına konulabilir
Bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
Sallanan bir masanın.
Veya şiir yazılabilir
Süresi ötekilerden kısa
Bir ömür üzerine..
Bir beyaz kağıda
Herşey yazılabilir,
Senin dışında..
Güzelliğine benzetme bulmak zor,
Sen iyisimi sana benzemeye çalışan
Herşeyden:
Bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor.
Belki tabiattadır çaresi
Senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin..
Ve benim
Bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim..
Anlarım bitkiden filan
Ama anlatamam
Toprağın güneşle konuşmasını
Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla
Sen bana ışık ver yeter
Bende filiz çok..
Köklerim içimde gizlidir
Gelen giden, açan soran, bere budak yok
Bir şiir istersin
"içinde benzetmeler" olan
Kusura bakma sevgilim
Heybemde sana benzeyecek kadar
Güzel birşey yok
Uzun bir yoldan gelen
Tedariksiz, katıksız bir yolcuyum
Yaralı yarasız sevdalardan geçtim
Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
Herşeyi anlattım..
Olan olmayan, acıtan sancıtan..
Bilsem ki sana varmak içindi
Bütün mola sancıları
Bütün stabilize arkadaşlıklar
Daha hızlı koşardım
Severadım gelirdim
Gözlerinin mercan maviliğine..
Sana bakmak
Suya bakmaktır..
Sana bakmak
Bir mucizeyi anlamaktır..
Sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
Aşk sorgusunda şahanem
Yalnız kelepçeler sanıktır
Ne yazsam olmuyor
Çünkü bilenler hatırlar..
Hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
Bahçıvan değil tüccarlardır
Sen öyle göz,
Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
Sen teninde cennet kayganlığı iken,
Sana şiir yazmak ahmaklıktır..
Bir tek söz kalır
Dişlerimin arasından
Ben sana gülüm derim
Gülün ömrü uzamaya başlar
Verdiğim bütün sözler
Sende kalsın isterim
Ben sana gülüm derim
Gül sana benzediği için ölümsüz..
Yazdığım bütün şiirler
Sana başlayan bir kitap için önsöz
Sana bakmak
Bir beyaz kağıda bakmaktır.
Her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır..
gördüğün suretten utanmak..
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır..
sana bakmak
Allah’a inanmaktır.



new generAtion v.2'nin v.2'si*

" Sevgili günnük,
bugün Ceren'in tötünü de gördüm.pırıl pırıl idi.
tam elleyecektim ki,osurdu.
ben de osurdum.
2-C'den Selin geldi, resmen sıçtı.
Efruz* ipnetorundan üttüğüm 30 misketten 29 tanesini dayadım Selin'in tötüne; verdim,veriştirdim.
Hoca geldi,kulağımı çekti.elimde dünden kalan sümüğü gizlice saçına sürdüm,herkes çok güldü.
geviş getirdim.
bu kadar,
bitti. "

5 Temmuz 2008 Cumartesi

yollArın sonu...

Bu gün yollanıyorken bir gurbete yeniden,
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bizle...
Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden,
İtler bile gülecek halimize...
Gidiyorum, gönlümde acısı yanıkların...
Ordularla yenilmez bir gayız var kanımda.
Dün benimle birlikte gülen tanıdıkların,
Yalnız bir hatırası kaldı artık yanımda.
Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına.
Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin,
Değişilir topuda bir sokak kaltağına.

İster düşün... Kendini ister hayale kaptır...
Uzar uzar, çünkü hiç sonu yoktur yolların...
Bakarsın aldanmışsın, gördüğün bir seraptır,
Sevimli bir hayale açılırken kolların.

Ey doğunun anlımı serinleten rüzgarı!
Ey karanlıkta bana arkadaşlık eden ay!
Arzularım bir oktur, aşar ulu dağları.
Düştüğü yer uzakta “DİLEK” adlı bir saray.

O sarayda bulunca Tanrılaşan erleri,
Artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek.
Hepsi sussa da “Kür şad” uzatarak elini;
“Hoş geldin oğlum ATSIZ, kutlu olsun! ” diyecek.

Hüseyin Nihal Atsız
1932
...
..
.

4 Temmuz 2008 Cuma

birgün*

birgün daha eksildi ömrüm

birgün daha azaldı senli geçesi günlerim

herşeye rağmen

hala bi umudum var adını koyamadığım

birgün* mutlaka...

new generAtion v.2


*

'' seninLe* ben ''

Bu aşk iki umuttan kopan
isyancı günahların sığındıgı bir adaydı
Hayat denen azgın deniz*de
Bu aşk gerçeğin gözünün içine baka baka
Gülümsemekti acılara
Bu aşk bir devrimdi her şeyi reddeden
Ve her devrim kendi çocuklarını tüketir

''Seninle ben'' bu öykünün
Kaybeden iki kahramanıyız

''Seninle ben'' dünya denen cehennemde
İki garip yalancıyız...

new generAtion

* yiğit özgür

1 Temmuz 2008 Salı

Yürüyen Köşk



Atatürk, 21 Ağustos 1929 tarihinde İstanbul'dan Bursa'ya gitmek üzere yol çıkar. Ertuğrul yatıyla Yalova açıklarından geçerken sahildeki çınar onu çok etkiler ve yatı durdurtur, botla sahile çıkar. Çınarın altında oturur. Çınardan çok etkilenen Atatürk, çınarın altına küçük bir ev yapılmasını ister. Ahşap iki katlı bir ev, çınarın altına 22 günde yapılarak 12 Eylül 1929'da tamamlanır. Tam 1 yıl sonra 1930 yılında, Atatürk'e 'çınarın dalının binanın çatısına değdiği ve kesilmesi gerektiği' söylenir. Atatürk ise çınar ağacının dalının kesilmesi yerine köşkün biraz ileriye alınmasını emreder.

8 Ağustos 1930 tarihinde İstanbul Belediyesi Fen İşleri Ekibi ve mimarlar, mühen
disler, ustalar gözetiminde köşkün kaydırılması işlemine başlanır. Köşk 3 gün içerisinde tramvay rayları üzerinde tam 4m. 80cm. doğuya doğru kaydırılır. O günden itibaren de köşkün adı, ''YÜRÜYEN KÖŞK'' olur..


*daha fazla bilgi ve fotoğraf için aşağıdaki siteyi ziyaret edebilirsiniz...

zıvanAdan çıktım , 5 dakikaya ordAyım !

yozlaşan toplumda insanların pazarlama stratejileride git gide değişiyor alttaki resimde de alenen gözüktüğü gibi...
hanfendimiz önceki albümünde gece gündüz demeden vatanı milleti savunan erlerimizi alet ettiği gibi yine aynı mantalite ile cinseliği ön plana sürüp tiraj peşinde koşmaya başlamış...
Albümün çıkış tarihi 3 ay öncesini göstersede kendisinden daha yeni haberim olduğundan taşlamaktan geri kalmayayım dedim...
zevkler ve renkler tartışılmaz fakat bunu dinleyeninde çok afedersiniz zevkine *ıçayım...


Küçük bir ağaca
Yazdım adını,
Ağaç büyüdükçe
Adın büyüdü,
Adın büyüdükçe
Sevdan küçüldü,
Duydum;o ağacı
Kesmişler şimdi,
Bitti!
Ama;
Aradan 40 yıl geçti.

Durup dururken
Bu şiir
Kime(?) şimdi!
Unuttum gitti...

Anne Sevgisi Gibi KARŞI lıksız...

Dünyada hiçbir forma
GALATASARAY forması kadar kutsal değildir...
Hiçbir arma
GALATASARAY arma'sı kadar ağır değildir...
Hiç bir taraftar
GALATASARAY taraftarı kadar yürekten değildir...


İşte o yüzden aşkımız ,
TAÇSIZ KRAL METİN OKTAY 'a ,
10'un gibi...
Ne paraya,
Ne kadına,
Ne de fani dünyaya,
Sadece..
Arma'ya Forma'ya
GALATASARAY'a ...

Ben sana yanArken...

Gözlerine bakarken umrumda değil mevsimler
Gülüşün hep deniz kenarı bana
Sen bir adım attığında göreceksin,
Elinde balonlarla bekleyen o adam benim...
Aldığım en derin nefessin sen.
Dudaklarının dudaklarımdaki işgali hala yüreğimde...
Nefes alıyorum ama hala bulamadım seni !

Ben sana yanarken şimdi...
Sen kim bilir nerede üşüyorsun !!!